Turizm & Doğa

 

Salihli kenti, henüz keşfedilmemiş doğal güzelliklerinin, tarihten taşıyıp yaşattığı kültürel etkinliklerin yanı sıra, ekolojik turizm yönünden de çok çeşitliliğe sahiptir. Burada anılan güzellikler ana başlıklar altında kısaca anlatılmıştır, keşfetmek için kendinizi hazır hissettiğinizde size ev sahipliği yapmaktan onur duyacağız

 

 

 

 

 

Adala beldesi girişinde, 1954 yılında inşa edilen köprü, belde belediyesi tarafından halka açık piknik alanı olarak düzenlenmiştir. Köprü ayaklarından dökülen suların serinliği söğüt, çınar ve kavak ağaçlarının gölgesi ile bütünleşiyor. Kuş cıvıltıları ve su sesi insanın ruhunu dinlendiriyor. Yaz günlerinin vazgeçilmezi bu alanda suların oluşturduğu doğal havuzlara karşı çayınızı yudumlamaktan büyük haz alacaksınız.

 

 

 

 

 

 

 

 

Kız Köprüsünün altından akan suyu her iki yakasından da batıya doğru takip ettiğinizde yaklaşık 2 km sonra bir doğa harikasıyla karşılaşırsınız.
25m. Yüksekten, Adala kanyonunun başlangıcına dökülen "Su Uçtu” şelalesi ve devamında volkanik kanyonun su ile çeşitli bitkilerin harmanlanmasıyla ortaya çıkan doğal florasına hayran kalacaksınız.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Adala Beldesi, İncirlidere mevkiinde yer alan çiftlikte, doğa yürüyüşleri, piknik yapabileceğiniz gibi eğitmen gözetiminde at biniş dersleri alabilir, at gezisi yapabilirsiniz.Doğal dokusuna zarar verilmeden yapılan piknik alanında kurulu çardaklarda ve Palamut ağaçlarını gölgesinde yapacağınız piknik için gerekli olan her şeyi Çiftlik büfe işletmesinden temin edebilirsiniz. Dışarıdan yiyecek ve içecek kabul edilmemektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlçenin 30 Km. güneybatısında, Adala ve Gökeyüp Beldeleri arasında, Divlittepe’de bulunan ayak izlerinin günümüzden 26 bin sene öncesinden kaldığı yapılan incelemelerden anlaşılmıştır.
"İlk insanın ayak izleri” adı verilen bu fosil ayak izlerinden dünyada Fransa, İtalya ve Macaristan’da üç örneği daha vardır. Ancak onlarda sadece bir insanın ayak izi bulunurken bizim buluntumuzda bir erkek, bir kadın, bir çocuk ve tavşan veya köpek olduğu tahmin edilen hayvan ayak izleri de vardır. Dünyanın en önemli doğa müzesi olmaya adaydır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kula'nın, Gediz nehrinin üst kısmı olan Burgaz mevkiinde ilgi çekici bir doğa yapısı bulunmaktadır. Kışın şiddetli yağmurlara maruz kalan bölgede yağışların etkisiyle eşi benzeri görülmeyen Peri Bacaları oluşmuştur.
Kumlu, killi, kireçli yapıya sahip sert yüzeyli toprak yamaçlar rüzgâr ve yağışlarla aşınarak ilginç görüntüler vermektedir. Kapadokya’ya benzerliğinden esinlenen bazı gezginler buraya "Kuladokya” adını takmışlardır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Marmara Gölü, Salihli ilçesine16 km uzaklıkta bulunmaktadır.1932-1953 yılları arasında su ürünleri üretiminin korunması ile artırılması, sulama suyu sağlanması ve taşkın koruma amaçlı düzenleme çalışmaları sonucunda, rezervuar haline getirilmiş, doğal bir göldür. Göl, Salihli ile Gölmarmara ilçeleri sınırları içerisindedir. Kuşların göç yolu üzerinde bulunmasından dolayı göl,101 çeşit kuş barındırmaktadır.
Tekelioğlu köyü, Marmara Gölü kıyısında bulunan balıkçılık ve çiftçilikle geçimini sağlayan yerel halkın son yıllarda organik tarım ürünleri üretimi ve doğal güzelliği ve antik Sardis kentinin kral mezarları ile yurt içi ve yurt dışındaki turistlerin de ilgisini çeken ve ziyaret edilen bir köyümüzdür. Köyde 115 hane olup, nüfusu 380 kişidir. Köyde 1 ilköğretim okulu,1düğün salonu,1cami,1köy kahvesi, halka ve konuklara açık toplam 10 adet tuvalet bulunmaktadır.

 

 

 

Yüksekliği 2159 metreyi bulan Bozdağların eteğinde kurulmuş ceviz, kestane, çam, sedir ağaçlarıyla çevrili yeşil bir cennettir Bozdağ Beldesi.
Mermeroluk, çam ağaçlarıyla çevrili, buz gibi suyu akan çeşmesi ve ayrıca altı asırlık kestane ağacı ile mükemmel bir mesire yeridir. Yaz ve kış turizmine açık olan Bozdağ'da kış aylarında hiç eksik olmayan kardan yararlanabilmek için bir kayak merkezi de kurulmuştur. Ege Bölgesinin Uludağ'ı olmaya aday bir beldedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Bozdağ'ın, 2050 m. yükseklikte bulunan Gölcük set gölü ve yaylası, kestane, ceviz ve çam ağaçlarının süslediği cennetten bir köşe gibidir
Huzurlu ortamı, kolay ulaşımı ve yöresel yemekleri ile damak zevkine de hitap eden Gölcük'te; göl kıyısı, lokantalar, çay bahçeleri, piknik alanları, orman içi yürüyüş yolları, yöresel ürünlerin ve el işlerinin satıldığı çeşitli dükkân ve tezgâhlar ve konaklama tesisleri ile donatılmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Salihliye 50 Km. mesafedeki Gökeyüp beldesinde, özel bir çamurun elle şekillendirilerek, odun ateşinde pişirilmesi tekniği ile yapılan çömleklerin kökeni Orta Asya’ya kadar uzanır. Aynı teknik ve özel bir toprağı kullanarak aynı çömlekleri Kızılderili kabilelerinin Amerika’da yapıyor olmaları da ilginçtir.
Hemen tüm Türkiye’ye yayılan "Güveç” adı verilen, simli kahverengi renkli bu çömlekler Gökeyüp’de asırlardır üretilmesine rağmen tanıtım eksikliğinden pek bilinmemektedir.